11 Şubat 2018 Pazar

BİR HASRET HİKÂYESİ

Anlatmak isterim derdimi dağlara, ağaçlara;
görmedi âlem benim gibi bir bahtı kara;
İman davasında bir hayat ki bu çalkara;
Ya Râb! Tükendi takat ve açıldı gönlümde yara!

Hissiyât ummanı gönlümde bir hasret;
zannetmeden bileyim ki yolum cennet;
Garip Derviş'e sorsunlar nedir hasret?!
Allah'a vuslattır; can nedir ki bir emânet!

İşte cânım! Kurban edilmeye hazır;
Hayat dediğin zaten şehvet dolu hınzır;
Artık tükenmez kalemim, bende acı vardır;
Ya Râb! Gönlüme ektim bunca kahır!

İşte hüzün mâkâmında durur ney;
Sesler takılır kanca misâli peyderpey;
Nefsime ahdime mukâbil veremedim pey;
İşte budur saadetimi kurban ettiğim şey!

Bu satırlar nedâmet ehli bir ârife aittir;
Sürekli bozduğum ahdim nasıl bir ahittir?!
Şehvet ârifin sırtında bir pençedir;
Ârifin heybesinde olan ancak âzimdir!

Bir kırat dünyevî mutluluğun peşinde,
Gaflet mi ararsın?! Bundan başka ne?!
Kapılmadan asla ve kat'a ye'se;
yolda dik durup yürür kişi yiğitse!

Buhran doluları vuruyor iman zırhıma!
Şikâyetçi değilim ve olmam asla!
Ey Garip Derviş! Sırtını Rabbe yasla;
Kararı olmayan günleri geçirme yasla!

Nefsimde tatmadığım bir lezzet;
İnsana ne şeref katıyor ne de izzet;
İnsancıklar onun yoluna hasret;
Bir ârif için o çekilmez bir zillet!

Hak yarattı yoktan,
Derdi var etti haktan;
derdin aslı aşktan,
göremesek de Seni...

Yok olduk AŞK yolunda,
Yakınsın şahdamarımızdan da,
Divâne eyledin bizleri,
göremediğimizden Seni...

The Composer - Ergin USTAOĞLU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.