12 Şubat 2018 Pazartesi

MÜKEVVENİN NİDÂSI

Âleme bir bak nasıl ermiş birliğe,
Zor gelmez ademden Âdem, Hâlik'e;
Hiçlik kabul etmez tekvin-i hak,
Örülmüş sarmal ile bak vücûda erene!

Bir şehir ki içindekiler pek nahoş eylemlerdedir. Zira bilgiden üstündür eğlence avam kısmı için... Eğlence nedir peki o vakit? Yakın menfaatin kendisidir. Menfaatten öte ne ola ilimden başka? İnsanız ki ilmi severiz, hayvanlarsa başka! Bu şehir pek sisli, puslu; kalemimden akan mürekkep değil kan oldu. Acım, türlü türlü eğlencelerle sarmalandı. Lâkin acımı telâfi etmeye muktedir değildir aldatıcı eğlenceler! Acım mı; işte bir bütün olarak hepsi gerçekler!

Sordum karanlıklara; nûr, ziyâ, ateş nedir? "Nûr, dâimilik; ziyâ, nimetlik; ateş ise ibretliktir!" dedi. "Peki" dedim ve devamla "karanlıklardan maksat nedir?" dedim; cevap verdi: "Nûr, ziyâ ve ateşin olmadığı mekânda ben olurum!"

Sanma âlemi bir bütün ama yek,
Farklı tezâhürlerdir, işlevi ise tek;
Nispi kabil-i zerre-i eşrefe ilân eder,
Hâlik tektir, Ehâd'dır diyerek!

İşte eşrefin misâli... Eğlenceler aydınlatır şehvetli hayat yolunu; karanlıklar târif eder vechini hakka kâim etmeyi ve hâfızalarda yankılanmalı ki, eşrefin nefsi olursa hiçliğin mutlak karanlığında, Hakk'ın şaşmaz nûru kalbi aydınlatır o ânda!

The Composer - Ergin USTAOĞLU




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.